geçtiğimiz hafta, seyahat halinde olduğumuz için internet erişimimiz kısıtlıydı. bu yüzden, bloğa yeni bir kütüphane yazısı girme imkanı da bulamadım. diğer taraftan, devamlılık teskil etmesi ve motivasyon oluşturması için, burada her hafta kütüphane fotoğraflarını düzenli olarak paylaşabilmek istiyorum. fakat bazen seyahat engelimiz olduğunda, veya evin genel hali izin vermediği haftalarda ara vermek durumunda da kalabileceğim.
burada paylaşımları yaparken, üç kütüphane geriden geliyorum. yani bugün bu fotoğrafları paylaşırken elimde üç farklı kütüphanenin fotoğrafları birikmiş oluyor. bu da bana, ziyaret edeceğimiz kütüphaneleri belirleme, seyahat gününü ayarlayıp hep birlikte ziyaret etme, çektiğim fotoğrafları düzenleme ve en son olarak da bloğa aktarmak için yeterli zaman aralığı veriyor. fakat kütüphane gezilerimiz sırasında not almaya fırsatım olmadığı için, fotoğrafları blogda paylaşma zamanı geldiğinde, bir çok ayrıntıyı da maalesef unutmuş oluyorum. amacım, kütüphane ile ilgili ufak notlari paylasmaktan ziyade, kütüphanenin niteliğini yansıtacak görselleri paylaşmak olduğundan, ayrintilarda kaybolmadan fotoğrafları biriktirmeye devam ediyorum.
bugün fotoğraflarını paylaştığım küçük kasaba kütüphanesini de ziyaret edeli neredeyse 4 hafta oldu. bu kütüphane, belki köy diyebileceğimiz minik bir kasabanın en büyük ana caddesinin üzerinde, tek katlı, sadece kütüphane olarak tasarlanıp inşa edilmiş bir binanın içinde yer alıyordu. şu ana kadar ziyaret ettiğimiz en küçük nüfuslu (yaklaşık üç bin) yer burasıydı diyebilirim. minicik, kutu gibi bir kasabadan böyle bir kütüphane çıkması aşağıda paylaştığım fotoğraflara bir zıtlık hissi veriyor mu, bilemiyorum. ben her seferinde, kendi halindeki sıradan kütüphanelerin bile, özellikle küçük çocukların ilgisini çekmeye yönelik materyalleri ve oyuncakları bünyesinde barındırdığını, mükemmel bir sistemin içinde işlevini en iyi şekilde yapabilecek şekilde tasarlandığını görünce, şaşırmaya devam ediyorum.
bu tarz küçük kütüphaneler genelde şube kütüphanesi olarak adlandırılıyor. peki nedir şube kütüphanesi? Amerika da kütüphaneleri; bölge ve konumlarına göre bir kütüphane sistem ağı içinde değerlendirirsek, şube kütüphanesi bu ağın en küçük birimi de diyebiliriz. şöyle ki; her eyalet kendi içerisinde daha küçük bölgelere ayrılıyor. bu bölgelerin içinde de irili ufaklı şehirler yer alıyor. şehirlerin popülasyon yoğunluğuna göre ana kütüphane için bir merkez seçiliyor. şube kütüphaneleri de bu ana kütüphaneyle aynı katalog içerisinde yer alıyor. mesela benim x bölgesinde ve y şehrindeki ana kütüphaneden bir kartım varsa, aynı bölgede fakat biraz daha uzağımda olan z şubesi kütüphanesinden de kitap ödünç alabiliyorum. veya tam tersi olabiliyor. şube kütüphaneleri ana kütüphaneye göre daha küçük ve sistemindeki fiziki kitapların sayısı daha az olmasına rağmen, internet üzerinden araştırma yaparken yakınımızdaki şube de olsun veya olmasın kayıtlı olan bütün materyallere ulaşım imkanına sahip olmuş oluyoruz. kitaba veya materyale ulaşmak istediğimiz zaman da, mevcut olduğu müddetçe, genelde 1-2 gün içerisinde elimize ulaştırılıyor. bu açıdan bakıldığı zaman yanıbaşımızda şube kütüphanesinin veya ana kütüphanenin olması fark etmiyor. eğer istediğimiz kitap yine bu sistem içerisinde mevcut değilse, bu sefer de interlibrary loan adı altında, başka bölgelerdeki kütüphane sistemlerinden kitabı ödünç alabilmek için başvuruda bulunuyoruz. kütüphane ağı sistemi detaylı bir şekilde planlandığı zaman, istediğimiz kitaba ulaşmamız da epey kolaylasiyor.
ziyaret ettiğimiz kütüphaneler bizim şehrimizdeki ana kütüphaneye bağlı olduğu müddetçe bizim ziyaretlerimiz de daha zevkli hale geliyor. bu küçük kasaba kütüphanesini gezerken de yine öyle oldu. planlamadığımız halde yine bir sürü kitap ödünç alıp çıktık. çocuklar da oyuncak yönünden yine zengin olan bu kütüphanede doya doya oynama fırsatı yakalamış oldular.