bez bebek

bez bebek

uzak diyarlarda,
paranın her şeyi satın alabildiği,
el emeğinin iyice değersizleştiği,
o günlerde;
sabırla beklemiş bebek.
bıkmadan her gün beklemiş.
güneşe ve gökyüzüne kavuşmayı,
kırlarda koşmayı,
gülmeyi, üzülmeyi,
yağmur suyunda ıslanmayı,
toprağa karışmayı,
elinden tutacak sıcak bir eli,
ve çoçuk kokularını,
hayal etmiş…

kimsenin halini hatrını sormadığı
o günlerde,
onu farkedecek
üzerini silkeleyip
haydi bakalım
oyuna hazır mısın?
diyecek bir arkadaş
hayal etmiş.

o gece,
bez bebek hiç uyumamış,
bir sağa bir sola dönmüş,
kulakları çınlamış durmuş.
sabah olunca,
onu çağıran sesi nihayet duymuş.
aynada kendine bakmış,
beğenmemiş.
tekrar bakmış,
bu sefer gülümsemiş.
ben bez bebeğim,
yüreğim sıcacık,
kalbim sevgi dolu,
hiç bir oyuncak benim gibi sevemez
demiş.

gözlerini kapatmış.
uzun bir yolculuğa çıkmış.
artık biliyormuş,
kavuşmaya az varmış…

kar fırtınası

kar fırtınası

kar fırtınası cumadan gelip kapıyı çalınca, haftasonu planları sil baştan yeniden yazılır:

odunlar balkon kapısının önüne dizilir. evdeki yün kazaklar, çoraplar, eldivenler, şapkalar, kar pantolonları kapının kenarındaki sepete istiflenir. bez bebeklerin kış kıyafetleri hazırlanır. kızaklar elden geçirilir.

karın akşam yağmaya başlaması istenir ki sabah günün ilk ışıklarıyla yolların henüz açılmadığı, insan ayağının henüz değmediği o beyaz örtüye uyanalım. öyle de olur. kar bütün gece yağmış, ve beyaz çarşaf yeryüzüne serilmiştir. uykularından henüz uyanan ev ahalisi için günün geri kalanı aşikardır.

sabahın erken saatlerinde dışarıdaki sıcaklığın -5 C olduğuna aldırmadan kendilerini dışarı atarlar.

sonra…

sadece karnı acıktığında ve çok üşüdüğünde eve girmeye razı olan, yanakları soğuktan kırmızıya boyanmış çoçuklar ve onlarin buz kesen parmakları, posta posta ıslanıp kuruyan yünler, misafiri eksik olmayan soba önü, hiç durmadan patlatılıp anında tüketilen mısırlar, bir dolup bir boşalan çaydanlık, fırında pişen elmalı tart ( fotoğrafı çekilmeden tükenmiştir)…

ve fırsattan istifade bera nın doğumgünü hediyesi için birden bire boşalan günün ortasında dikişe sarılan, üstelik dağıldıkça dağılan ev ve yığıldıkça yığılan çamaşırlarla göz temasını tamamen kesen anne…

ve her şeye evet diyerek çoçukları hep mutlu eden baba…

ve,

bize kucak açan sıcacık evimiz için şükür, şükür, ve biraz daha şükür.

bir sonraki fırtınaya kadar…

HOŞGELDİNİZ

Toprak ve doğayla bütünleşmek, evde üretmek, çocuklarımızla okulsuzluğu öğrenmek ve yavaşlamak için çabalayan altı kişilik bir aileyiz. Ziyaret ettiğiniz için teşekkürler.